Oğuz Atay Kimdir ? 2022

Oğuz Atay Kimdir ? 2022

Ünlü yazarımızın hayatı. “Bir Kitap Okudum Hayatım Değişti” sözünü gerçeğe dönüştürmüş bir kalem. Bu topraklardan çıkarak tutunamamayı anlatmış yazmak için yaşamış bir yazar: Oğuz Atay.  Oğuz Atay, 12 Ekim 1934 tarihinde Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kaloriferli apartman dairelerinden birinde hususi olarak Ankara’dan çağrılmış profesörlerin, işinin ehli ellerinde attı dünyaya ilk imzasını. Annesi Muazzez Atay modern bir Cumhuriyet öğretmeniydi. O yüzdendir ki oğlunu küçük yaşında kitaplarla tanıştırıp eğitimci kimliğiyle evin salonuna yerleştirdiği kara tahtada abc’yi öğretti.

Babası milletvekili seçilince akrabalarıyla Ankara’ya taşındılar. Oğuz odasındaki portatif pikapta operalar dinliyor gazetelerde hoşuna giden satırların altlarını kırmızı kalemiyle çizip ezberliyordu.  Pek popüler olmaması ilk aşklarını yaşadığı Ted Koleji’nde başına dert oldu. Okulun en haylaz öğrencilerine yardımcı olup ödevlerini yapan zeki öğrencinin aldığı yegâne cevap kuru teşekkürler oluyordu. Babasının zoruyla İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat mühendisliğine girdi.

Derslerde kendisi gibi haylaz arkadaşlarıyla en arkaya oturuyor taş kâğıt makas oynayıp sürekli dersi kaynatıyorlardı. Askerde tanıştığı Cevat Çapan’la teskereden sonrada arkadaşlığını kesmedi.  Onun sayesinde tanıştığı Atilla İlhan, Yılmaz Güney, Cemal Süreyya, Can Yücel ve Turgut Uyar’la yemek sofralarında bolca ülkeyi kurtardı. Bu sırada çok sıkıldığı mühendisliğe de devam ediyordu. Yazdıklarının dergiler tarafından reddedildiği ilk eşinin kendisinden boşandığı ve kurduğu şirketin iflas ettiği bir ortamda umutsuz şekilde yazmaya başladı: “Tutunamayanlar”ı. 1970 yılında TRT Roman Ödülü’nü kazanan Tutunamayanlar yakın bir arkadaşının intiharının sebeplerini araştırması üzerinden hayatı sorgulayan bu yüzdende hayal kırıklığına uğrayan insanların anlatıldığı Türk Edebiyatı’nın ilk çağdaş romanı olarak kabul edildi.

Kitap uzun süre basım evlerinden geri döndü hatta yayınevi sahipleri Oğuz Atay’a “Bu kitapta hiç bir şey anlatılmamış ki!” cevabını vererek ikram ettikleri bir bardak çaydan sonra kibarca kapıyı gösteriyorlardı. Tutunamayanlar zorda olsa yayınlandıktan sonra “Tehlikeli Oyunlar” ve Profesör Mustafa İnan’ı anlattığı “Bir Bilim Adamının Romanı” da kendilerine ancak rafların en dibinde yer bulabildi. Profesörlük için İTÜ’ye başvurmuşken beyninde habis bir tümör çıktı.

Arkadaşları onu Londra’daki Kraliyet Hastanesi’ne gönderdiler ancak röntgenlerin sonuçları umutsuzdu. Tümör ameliyatla alınamayacak bir yerdeydi. 13 Aralık 1977 tarihinde bir arkadaşının evindeyken lavaboya gitti. Kendisinden uzun süre ses gelmeyince arkadaşları kapıyı tıklattılar neyse ki şu cevap geldi içerden “Merak etmeyin daha ölmedim.” ama 10 dakika sonra kapıyı tekrar çalsalar da o ses bir daha gelmedi. Sağlığında hiçbir kitabı 2. baskı bile yapamayan Oğuz Atay’ın kitaplarının vefatından sonra çok satması akıllara Tutunamayanlar’dan şu satırları getirdi: “Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım mürekkeple yazmışlar. Oysa  ben kurşun kalem silgisiydim.  Azaldığımla kaldım. “