KADERE İMAN

İmanın şartlarından birisi de ”Kadere iman etmek”tir. Maalesef Peygamber Efendimiz’in vefâtından günümüze kadar ortaya çıkan bazı kişiler ve gruplar kaderi inkâr etmişlerdir.

Allâh’u Teâlâ el-Kamer Sûresi’nin 49. Âyet-i Kerîmesi’nde şöyle buyuruyor:

۞‭ ‬اِنَّا‭ ‬كُلَّ‭ ‬شَىْءٍ‭ ‬خَلَقْنَاهُ‭ ‬بِقَدَرٍ‭ ‬۞‭ ‬

Manası: ”Allâh her şeyi takdîriyle (meşîetiyle,dilemesiyle) yaratmıştır.” 

Allâh’u Teâlâ el-Furkân Sûresi’nin 2. Âyet-i Kerîme’sinde buyuruyor ki:

۞‭ ‬وَلَمْ‭ ‬يَكُنْ‭ ‬لَهُ‭ ‬شَر۪يكٌ‭ ‬فِي‭ ‬الْمُلْكِ‭ ‬وَخَلَقَ‭ ‬كُلَّ‭ ‬شَىْءٍ‭ ‬فَقَدَّرَهُ‭ ‬تَقْدِيرًا‭ ‬۞

Manası: ”Allâh’ın mülkünde şerîki yoktur. O, her şeyi yarattı ve takdîriyle (meşîetiyle,dilemesiyle) vâr etti.”

Allâh’u Teâlâ er-Ra’d Sûresi’nin 16. Âyet-i Kerîmesi’nde şöyle buyuruyor: 

۞‭ ‬قُلِ‭ ‬اللهُ‭ ‬خَالِقُ‭ ‬كُلِّ‭ ‬شَىْءٍ‭ ‬۞

Manası: ”Allâh, her şeyi yaratandır.” 

Allâh’u Teâlâ et-Tekvîr Sûresi’nin 29. Âyet-i Kerîmesi’nde şöyle buyuruyor:

۞‭ ‬وَمَا‭ ‬تَشَاؤُونَ‭ ‬اِلَّا‭ ‬اَنْ‭ ‬يَشَاءَ‭ ‬اللهُ‭ ‬رَبُّ‭ ‬الْعَالَمِينَ‭ ‬۞

Anlamı: ”Alemlerin rabbi olan Allâh dilemedikçe sizin dileğiniz olmaz.” 

Peygamberimiz Efendimiz  buyuyor ki:

‭ ‬اَلْإِيمَانُ‭ ‬أَنْ‭ ‬تُؤْمِنَ‭ ‬بِاللهِ‭ ‬وَمَلَائِكَتِهِ‭ ‬وَكُتُبِهِ‭ ‬وَرُسُلِهِ‭ ‬وَالْيَوْمِ‭ ‬الْآخِرِ‭ ‬وَتُؤْمِنَ‭ ‬بِالْقَدَرِ‭ ‬خَيْرِهِ‭ ‬وَشَرِّهِ

Anlamı: ”İman; Allâh’a, meleklerine, Kitaplarına, rasûllerine, Âhiret Günü’ne ve Kaderin(takdir edilmiş yani yaratılmış olan şeylerlin) hayırının ve şerrinin Allâh’tan olduğuna iman etmektir.”  (İmam Muslim)

Peygamber Efendimiz  buyuyor ki:

صِنْفَانِ‭ ‬مِنْ‭ ‬أُمَّتِي‭ ‬لَيْسَ‭ ‬لَهُمَا‭ ‬نَصِِيبٌ‭ ‬فِي‭ ‬الْإِسْلَامِ‭  ‬اَلْقَدَرِيَّةُ‭ ‬وَالْمُرْجِئَةُ

Anlamı: ”Ümmetimden iki sınıf insanın İslâm’da nasipleri yoktur.Bunlar Kaderiyye ve Murciedir.” (İmam Tirmizî)

Başka bir Hadîs-i Şerîf’te Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

لِكُلِّ‭ ‬اُمَّةٍ‭ ‬مَجُوسٌ‭ ‬وَمَجُوسُ‭ ‬هَذِهِ‭ ‬الْأُمَّةِ‭ ‬اَلَّذ۪ينَ‭ ‬يَقُولُونَ‭ ‬لَا‭ ‬قَدَرٌ

Anlamı: ”Her ümmetin mecusileri vardır. Benim ümmetimin mecusileri ise ’kader yoktur’ diyenlerdir.”  (İmam Ebû Dâvûd)

Başka bir Hadîs-i Şerîf’te Peygamber Efendimiz  buyuruyor ki: 

سِتَّةٌ‭ ‬لَعَنْتُهُمْ‭ ‬وَلَعَنَهُمُ‭ ‬اللهُ‭ ‬وَلَعَنَهُمْ‭ ‬كُلُّ‭ ‬نَبِيٍّ‭ ‬مُجَابٌ،‭ ‬اَلزَّائِدُ‭ ‬فِي‭ ‬كِتَابِ‭ ‬اللهِ‭ ‬وَالْمُكَذِّبُ‭ ‬بِقَدَرِ‭ ‬اللهِ‭ ‬

Anlamı: ”Altı sınıf insanı ben lanetledim, Allâh lanetledi ve her peygamber lânetledi: Allâh’ın kitabına ziyadeler katanlar ve kaderi yalanlayanlar…” (İmam Taberânî)

İmam Ali  buyurdu ki: ”Allâh her şeyi takdîri ile yarattı. Yani her şey Allâh’ın meşîeti (dilemesi) iledir.” 

Ebu’l Kâsim İshâk Bin Muhammed el-Kadi hicrî 422 yılında vefât etmiştir. Bu zât Cebriyye’yi ve Mutezile’yi zikrettikten sonra buyurdu ki: ”Bu iki grup
Müslüman değildir. Çünkü Cebriyye Allâh’a, kulluğu isnat etti; Kaderiyye ise  kendilerine ilahlığı isnat ettiler. Kaderiyye der ki: ”Kul şerri yaratır.” Bu sözleriyle insanları ve cinleri Allâh’a ortak koştular. ” 

Allâh’u Teâlâ el-Enâm Sûresi’nin 162. ve 163. Âyet-i Kerîmesi’nde şöyle buyuruyor: 

۞‭ ‬قُلْ‭ ‬اِنَّ‭ ‬صَلَاتِي‭ ‬وَنُسُكِي‭ ‬وَمَحْيَايَ‭ ‬وَمَمَاتِي‭ ‬للهِ‭ ‬رَبِّ‭ ‬الْعَالَمِينَ۞‭ ‬لَا‭ ‬شَرِيكَ‭ ‬لَهُ‭ ‬۞

Allâh’u Teâlâ bu Âyet’te bize bildiriyor ki kulun namazı, ibadetleri, yaşamı ve ölümü Allâh’ın yaratmasıyladır. Kimse bunlarda O’na ortak olamaz.

Bu Âyet-i Kerîme’de insanın ihtiyarî ve gayri ihtiyarî fiillerinin Allâh’ın yaratmasıyla olduğu beyan edilmiştir.

Ayrıca eš-Šâffât Sûresi’nin 96. Âyet-i Kerîmesi’nde Allâh’u Teâlâ şöyle buyuruyor:

‭ ‬۞‭ ‬وَاللهُ‭ ‬خَلَقَكُمْ‭ ‬وَمَا‭ ‬تَعْمَلُونَ‭ ‬۞

Manası: ”Allâh sizi ve yaptıklarınızı yaratandır.” 

Peygamber Efendimiz ‬buyuruyor ki:

‭ ‬إِنَّ‭ ‬اللهَ‭ ‬صَانِعُ‭ ‬كُلِّ‭ ‬صَانِعٍ‭ ‬وَ‭ ‬صَنْعَتِهِ‭ ‬

Anlamı: ”Allâh, sizi de sizin yaptıklarınızı da yaratandır.” (İmam Hâkim)

Başka bir Hadîs-i Şerîf’te ise Peygamber Efendimiz ‬ şöyle buyuruyor: 

كُلُّ‭ ‬شَيْءٍ‭ ‬بِقَدَرٍ‭ ‬حَتَّى‭ ‬الْعَجْزُ‭ ‬وَالْكَيْسُ

Anlamı: ”Âcizlik ve akıllılık dahil her şey Allâh’ın takdîri (dilemesi) iledir.” (İmam Muslim)

Peygamber Efendimiz ﷺ‭mealen buyuruyor ki:”Allâh sudan Kalem’i ve Levhu’l Mahfuz’u yarattı ve Kalem’e dünyada Kıyâmet’e kadar hâsıl olacak her şeyi yazmasını emretti. Ve Kalem Allâh’ın emriyle Kıyâmet’e kadar dünyada hasıl olacak her şeyi Levhu’l Mahfuz’da yazmıştır.” (İmam Buhârî, İmam Beyhakî, İmam ibn Cârûd)

İmam Ali’nin oğlu Hasan Efendimiz buyurdu ki: ”Allâh her şeyi takdir etti (diledi) ve Kalem’e dünyada Kıyâmet’e kadar hâsıl olacak her şeyi yazmasını emretti.”

İmam Ebû Dâvûd’un rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz  bazı kızlarına şu sözü öğretti: 

مَا‭ ‬شَاءَ‭ ‬اللهُ‭ ‬كَانَ‭ ‬وَمَا‭ ‬لَمْ‭ ‬يَشَأْ‭ ‬لَمْ‭ ‬يَكُنْ

Anlamı: ”Allâh’ın dilediği olur, dilemediği olmaz.”

Ehl-i Sünnet inancına göre ise kulun ”kesb”i vardır. Kesb ise kulun kendi iradesini iyi veya kötü bir şeye bir şeye yönlendirmesidir. Kul iradesiyle kesbettiği fiillerden dolayı sorumludur. Ve kişi kesbettiği fiillerden dolayı Kıyâmet Günü’nde hesaba çekilecektir. Kulun kesbi olduğuna ve bundan dolayı sorumlu olacağına dair; Allâh-u Teâlâ el-Bakarah Sûresi’nin 286. Âyet-i Kerîme’sinde şöyle buyurmuştur:

۞‭ ‬لَهَا‭ ‬مَا‭ ‬كَسَبَتْ‭ ‬وَعَلَيْهَا‭ ‬مَا‭ ‬اكْتَسَبَتْ‭ ‬۞

Manası: ”Kul kesb ettiği hayırlı amellerden faydalanır; kesb ettiği kötü ameller ise onun aleyhine olup, ona zarar verir.”

Kul, iradesiyle yapmış olduğu bu fiillerden dolayı hesaba çekilecektir. İmam Ebû Hafs Ömer en-Nesefî   meşhûr olan ”Nesefî Akîdesi” adlı eserinde mana olarak şunu bildirmiştir: ”Kulun yapmış olduğu fiiller Allâh’ın yaratmasıyladır. Kulun, yapmış olduğu fiilde sadece kesbi vardır; yaratan ise Allâh-u Teâlâ’dır.”

Bizim dilediklerimiz, Allâh dilerse gerçekleşir, dilemezse gerçekleşmez.

Cebriye ise der ki: ”İnsan mecburdur, havada asılı olan tüy gibidir. Rüzgâr hangi tarafa eserse o tarafa gider.” Yani kulların mecbur olduğunu, sorumlu olmadıklarını söylediler. Mutezile grubu ise dedi ki: ”Allâh iyiliği yarattı, kötülüğü ise kullar yaratır.” Yine bazı Mutezile inancına mensup kişiler derler ki: ”Allâh cisimleri yaratır, cisimler ise kendi fiillerini yaratır.” Yani:”Kul, kendi iradesiyle yapmış olduğu fiillerin yaratıcısıdır.” derler. Bu sözleriyle Allâh’a ortak koştular. Bu inançta olan kimseler Ehl-i Sünnet dairesinde değildir. Kader konusunda yukarıda zikrettiğimiz Âyet-i Kerîme, Hadîs-i Şerîf ve alimlerin sözleri delildir ki; kadere iman etmek farzdır. Kaderi inkâr eden ise Müslüman değildir. Bu inançta olan bir kimsenin, bozuk inancını terk edip İslâm dînine girme niyetiyle Kelime-i Şehadet’i söylemesi gerekir. 

İlahiyatçı Yazar Dr.Hıdır Kartal Hoca