Eyyub Peygamber Hakkında Atılan Büyük İftira

Eyyub Peygamber Hakkında Atılan Büyük İftira; Eyyûb Peygamber  hakkında bazı kimseler tarafından uydurulan ve doğru olmayan bir iddia hakkında iyiliği emretme ve kötülükten alıkoyma kâidesi ışığında sizleri uyarmayı kendimize görev addettik.

Eyyûb Peygamber ‭ ‬hakkında iftira olan kıssada deniliyor ki:

”Eyyûb Peygamber ‭ ‬çok hastalandı ve vücudunda yaralar çıkmaya başladı. Bu yaralar öyle bir hal aldı ki, yaraların içinden kurtlar çıkmaya başladı. Bu kurtlar yere düştüğünde Eyyûb Peygamber, kurtları yerden alıp yarasının üzerine koyarak ‘Ey mübarek, rızkından ye’ dermiş. Hatta ailesi ve diğer Müslümanlar, Eyyûb
Peygamber’in ‭ ‬kötü kokması ve kötü görünmesinden dolayı yanından kaçmışlar.”

Hatta bazı kaynaklarda kavminin onu, şehrin dışındaki çöplüğe attığı geçmektedir. 

Bu anlatılan kıssa şüphesiz ki batıldır, doğru değildir.

Eyyûb Peygamber ‭ ‬elbette ki hastalanmıştır. Fakat hastalığının ne tür bir hastalık olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hadîs-i Şerîfler’de geçmemektedir.

İmam EI-Fâhûri’nin dediği gibi bu kıssadaki bu iddialar, Yahudilerin, Müslümanlar’ın kitaplarına soktukları iftiralardandır. Yani isrâiliyyattır.

Öncelikle anlatılan bu kıssa peygamberliğin temel davasına ters düşmektedir.

Peygamberlerin en büyük görevlerinden birisi davet ve tebliğdir. İnsanları imana ve İslâm’a davet ederken, onları kendilerinden uzaklaştırıcı, iğrendirici, nefret ettirici ve tiksindirici hastalık gibi sebeplerin mevcut olması, üstlendikleri davaya ters düşmez mi?! Tabi ki düşer. Çünkü bizler bile günlük hayatta, en çok sevdiğimiz insanın ter kokmasına veya kötü kokmasına tahammül edemezken, kurtlu olup tiksindirici bir hal almasına nasıl tahammül ederiz ki!

Allâh-u Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de, Eyyûb Peygamber hakkında şöyle buyurmaktadır:

۞‭ ‬وَاَيُّوبَ‭ ‬اِذْ‭ ‬نَادٰى‭ ‬رَبَّهُ‭ ‬اَنّ۪ي‭ ‬مَسَّنِيَ‭ ‬الضُّرُّ‭ ‬وَاَنْتَ‭ ‬اَرْحَمُ‭ ‬الرَّاحِم۪ينَۚ‭ ‬۞

Manası: ”Eyyûb, rabbine: ‘Bana zarar dokundu. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.’ diye niyâz etmişti.” (El-Enbiyâ’ Sûresi 83)

Âyet-i Kerîme’nin anlamında geçen ’bana zarar dokundu’ ifadesi, ’hastalandım’ anlamına gelmektedir. Âyet-i Kerîme’de görüldüğü gibi Eyyûb Peygamber’in sadece hastalandığı geçmektedir. 

Oysa ki hastalığının ne olduğu hakkında bilgi verilmemektedir.

Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

۞‭ ‬وَكُلًّا‭ ‬فَضَّلْنَا‭ ‬عَلَى‭ ‬الْعَالَم۪ينَۙ‭ ‬۞

Anlamı: ”Allâh, bütün peygamberleri diğer yaratılmışlardan üstün kıldı.” (El-Enâm Sûresi 86)

Peygamberler; vücutları, ahlakları, güzellikleri ve sesleri ile yaratılmışların en üstünleridir.

Efendimiz bir Hadîs-i Şerîf’inde meâlen şöyle buyurmaktadır: ”Allâh, yüzü ve sesi güzel olmayan bir peygamber göndermiş değildir.” Vücudundan kurt çıkan birinin güzelliğinden nasıl bahsedilebilir ki? Dolayısıyla batıl olan bu kıssa, Âyet-i Kerîme ve Hadîs-i Şerîfler’e terstir.

Peygamberimiz, yine bir Hadîs-i Şerîfi’nde şöyle buyurmaktadır: ”Allâh; toprağa, peygamberlerin vücutlarını yemesini haram kılmıştır.” Yani peygamberler öldükten sonra, toprak altındaki hayvanlar, peygamberlerin vücutlarını yemezler. Toprak altındayken peygamberlerin mübarek vücutlarını haşerâtın yemesi imkânsız olduğuna göre, hayatta iken nasıl mümkün olsun ki?! 

Ayrıca batıl olan bu kıssada Eyyûb’un  vücudundan düşen kurdu alıp: ”Ey mübârek, rızkından ye!” diyerek vucuduna koyduğu iddiâ ediliyor. Oysa ki bir Müslüman’ın kendi vücuduna zarar vermesi haramdır. Bunun haram olduğunu öğreten bir peygamberin, böyle bir şeyi yaptığı nasıl iddiâ edilebilir ki! Kaldı ki kurdun neresi mübârektir! Bu inanç kişiyi İslâm’dan çıkarır ve kişinin tekrar İslâm’a girme niyeti ile Kelime-i
Şehadet’i söylemesi gerekir.

Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

۞‭ ‬وَلَا‭ ‬تُلْقُوا‭ ‬بِاَيْد۪يكُمْ‭ ‬اِلَى‭ ‬التَّهْلُكَةِۚۛ‭ ‬۞

Manası: ”Kendi kendinizi tehlikeye atmayın!” (El-Bakarah Sûresi 195)

Peygamber Efendimiz  mealen şöyle buyurdu:

”Kişi kendi nefsine ve başkasına zarar vermemeli.” (İbn Mâce)

 

ŞİMDİ GELELİM ALİMLERİN
BU KONU HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNE

İMAM-I MÂTURÎDÎ: 

”Peygamberlerde, insanların kendilerinden uzaklaş­masını doğuracak sebeplerden hiçbiri bulunmaz.” (Kitabu’t-Tevhîd) 

”Peygamberler, mert, cesur, davalarında sebat eden, mahlûkâtın iyilik ve menfaati için her türlü eziyete katlanan, insanları tiksindirecek ve uzak tutacak hastalıklardan müstağnî, şefkatli ve merhametli zühd ve takvâ sahibi kimselerdir.” (Risâle fi’l Akâid)

ERZURUMLU İBRÂHİM HAKKI:

”Kazerle zenb u humk u kizb u kitmân u hıyânetten Münezzehdir müberrâdır cemîi Enbiyâullâh.” 

Yani bütün nebîler, kir ve günahtan, ahmak­lıktan, yalandan, hakkı gizlemek ve hıyânetten, münez­zehtirler; berîdirler. (Mârifetnâme)

OSMANLI ALİMİ MANASTIRLI İSMÂİL HAKKI:

”Enbiyânın her biri; zamanında en akıllı, re’yi en kuvvetli, güzel huy sahibi, hayatı mazbut, soyu sopu  temiz, kin ve hasetten uzak, izzet ve şeref sahibi, tiksindirici hastalıklarla veya başka bir yolla  arızası olmayan, günahtan berî olmalıdır. Aynı şekilde bayağı âdî işlerle uğraşmaz, peygamberlikten önce bile bir an olsun inancına şirk katmaz.” (Mevaidü’l-İnâm fi Berâhini Akaîdi’l İslâm)

DİYÂNET ANSİKLOPEDİSİ:

”Eyyûb Peygamber’in  hastalığının, insanları kendisinden nefret ettirecek kadar ağır ve tiksindirici olduğu yolundaki yahûdî menşeli bilgileri bir peygamberin saygınlığı ve sosyal prestijiyle bağdaştırmak mümkün değildir. Kur’ân’da ve güvenilir Hadîs kaynaklarında bu tür bilgiler de bulunmamaktadır. Diğer İslâmî kaynaklarda geçen bu yöndeki mâlumat ise tamamen isrâilî kaynaklardan intikal etmiştir.” (Eyyûb Maddesinde)

KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ: 

”Hastalığı insanların nefretine mucîb olan hastalıklardan değildi. Zira; enbiyâyı izâm bilumûm nefreti mucîb olan şeylerden mahfuzlardır. Çünkü; enbiyânın nefreti mucîb şeye mübtelâ olmaları bi’setden maksad olan halkla ihtilâta ve tarik-ı müstakime davete münâfî olduğundan hikmet-i bi’sete münâfîdir. Binaenaleyh; bazı kitaplarda Eyyûb Peygamber’in  hastalığında mübalâğa suretiyle yazılan şeyler kat’iyyen yalandır.” (El-Enbiyâ’ Sûresi)

Sadeleştirilmiş Hali: Eyyûb’un ‭ ‬hastalığı da böyle hariçten görenleri iğrendirecek bir hastalık değildi. Çünkü peygamberler halkın nefretine sebep olacak arızalardan uzaktır ve Allâh onları korumuştur. Peygamberlerin tiksindirici şeylere müptelâ olmaları, peygamberliğin bir icâbı olan halkla bir arada olmaya, insanları hak ve doğru yola davete mânî olan bir durumdur. Bu ise ”nübüvvet” hikmetine uygun değildir. (Hülâsatü’l-Beyan fî-Tefsiri’l-Kur’ân, 9:3469)

SADUDDÎN ET TAFTAZÂNÎ:

”Peygamberler cüzzam baras gibi tiksindirici has­talıklardan, kendi kıymetlerini düşürecek hallerden, peygamberliğin hikmetine uymayan hallerden münezzehtirler.” (Şerhu’l Makâsıd) 

OSMANLI ALİMİ MUHAMMED HÂDÎMÎ:  

”Nübüvvetin şartlarının bazıları şunlardır: Kemâl-i akıl, kuvvet-i rey, selim tabiatın kendisinden nefret ettiği şeyden veya murûeti ihlâl eden şeyden ve peygamber olarak gönderilmenin hikmetini ihlâl eden şeyden selâmet bulmuş olması gerekir. Nitekim Tehzib-i Kelâm’da böyle zikredilmiştir. 

Eyyûb’un  hastalığı hakkında naklolunan şeyin ifratı da bununla batıl olur. Kavminin ondan nefret ettiği ve nerede ise mahallesinden çıkartmayı düşündükleri gibi.” (Berika)

KEMÂLUDDÎN İBN HÜMÂM: 

”Nefret uyandıran haller, görenin uzak durmasına sebep olabilecek hastalıklar, katı ve kaba tavırlar ve şahsiyeti küçük düşürücü davranışlardan peygamberler korunmuşlardır.” (El-Müsâyere)

ABDULLÂH ELVAN HOCAEFENDİ 300 SENE EVVEL DEDİ Kİ: 

”Bu, Yahudilerin desiselerindendir (sokuşturmala­rındandır). Müslüman alimlerin kitaplarına  sokuş­turulmuş isrâîliyattır.”

SEYH CEMÎL HALÎM HOCAEFENDİ BUYURDU Kİ:

”Alimler icmâ ettiler ki bütün peygamberler yaratılmışların en üstünüdürler. Onların hepsi alim ve hikmetlidirler. Allâh-u Teâlâ onları korumuştur. Onların kendi kendilerine zarar vermeleri imkânsızdır. Çünkü bütün peygamberlerin şerîatlerinde, kişinin kendi nefisini koruması gerektiği ve kişinin kendisine zarar vermesinin haram olduğu konusunda ittifak vardır. Bütün alimler buyurdular ki: İğrendirici, tiksindirici ve nefret ettirici hastalıklara peygamberlerin düşmeleri imkânsızdır.” (”Tahzîru’l Lebîb Min Ba’di Mâ f-i’l Kutubi Mine’l Ekâzîb”)

Eyyub Peygamber Hakkında Atılan Büyük İftira

İlahiyatçı Yazar Dr.Hıdır Kartal Hoca